24 Mart 2012 Cumartesi

Konuşmalar.

''Bir adam düşünün; bana hiç mi hiç ihtiyacı olmadığı halde benimle olmayı tercih eden.''




-İnan bana beni tanımak istemezsin. 


Hayatına girdiğim her insanın bir gün gelip de beni tanıdığı için pişman olacağını düşünmem bugüne kadar hayatına girdiğim insanların suçu mu yoksa benim bitmek bilmeyen paranoyalarımın mı? Ben ki bana ''Paranoyksın sen.'' diyenlere ''Hayır paranoyak değilim, sadece çok fazla hissediyorum.'' diyen insan, şimdi oturmuş paranoyalarımdan mı bahsediyorum!?  


**


Hangi geceden kaldığı bilinmeyen bir şarap kadehi duruyordu ahşap masanın üzerinde. Dibinde birazdan süreceğim ojenin rengiyle aynı bir yudumluk şarap... 


-Gerginliğinin sebebini öğrenebilir miyim?


-Oje sürmeye hazırlanıyorum.


Bir kadın için oje sürmekten daha önemli bir şey yokmuş gibi hissediyordum o an. Ne yetişmem gereken  işim ne de önceki gece ettiğimiz kavga umurumda değildi. Tek derdim tırnaklarımın güzel görünmesiydi.


-Ve sen evrendeki tek derdi ojelerini tırnaklarının dışına taşırmamakmış gibi davranan bir kadını izleyeceksin az sonra.


**


Gecelerin birinde, gözlerini devirerek ''Her şey hakkında bilgi sahibi olabilirsin, kendi hayatın hariç.'' demişti. Bense ''Her şeyi boş ver, dünyada bilgi sahibi olmak istediğim tek şey hislerim.'' diye cevap vermiştim. Açtığı her konuyu hislerime bağlamamdan şikayetçi olduğunu dile getirmişti sonra. Ben de o çok sevdiğim filmin repliğiyle cevap vermiştim ona: ''Hisler düşünceleri içerir.''


**


-Yüzünde hep bir hüzün var. Gülsen dahi acı çekiyormuşsun gibi.


Hayatıma giren bütün adamların klişe repliği bu. Diyemiyorsun ki '' Bitmek bilmeyen düşüncelerim neden oluyordur belki de yüzümdeki o hüzne, gülüşümde gördüğün o acının sebebi beynimin ta içinde birbirinden bağımsız hareket eden, tutamadığım düşüncelerimdir belki de. ''


-Ah öyle mi, bunu ilk defa senden duyuyorum.




''Mutlu olmak için yapmamız gereken tek şey var; düşünmemek.'' demişti bir defasında. Öyleyse, ben hayatım boyunca mutsuz olmaya mahkumdum. Aslında bundan memnun olmadığımı da söyleyemem. Çünkü insanlar kendilerini bilmiyorlar, isteseler ne yapabileceklerinin farkında değiller. Düşünmekten korkan aciz insanlar onlar. İçlerinden biri olmayı doğrusu hiç istemem. ''Cahilliğimle mutlu olmaktansa, mutsuz olmayı tercih ederim.'' dediğimdeyse tek yaptığı susmak olmuştu. Ve ben o anlardan birini yaşamıştım. Hani bazı anlar vardır ya; karşındaki ağzını açıp tek bir kelime etse ölecekmişsin gibi hissedersin, o da bunu bilirmişcesine susar; ama bu defa onun o suskunluğu seni öldürür.


**

-Bırak da ona ben karar vereyim, olmaz mı? 


Bu süreçte benim de olduğumu unutmuştu sanki. O zaman, kendinden çok eminmiş gibi konuşan ama aslında oturup üzerinde saatlerce kafa yorduğu ciddi düşünceleri olmayan bir adam olduğunu düşünmüştüm. Beni tanımasına izin verdikten sonra fark ettim ki o kendinden emin değilse konuşmaz, sadece susar -mış.


''Bir adam düşünün; hiç gitmeyecekmiş gibi konuşan ama aynı zamanda yarın gelmeyecekmiş gibi hareket eden.'' 










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder